“Demek doğru oynamışım ve doğru mesajları verebilmişim ki, buda beni hakikaten çok mutlu ediyor.”
Özlem Hanım’ın soyadı Akınözü ama bana kalırsa manevi soyadı Sevgiözü olmalıydı. Tatköy çevresinde bulunan herkes Özlem Hanım’ı o kadar çok seviyor ki; orada görüdüğüm bir manzarayı anlatmadan geçemeyeceğim.
Ropörtajlarımızı tamamlamıştık ve yavaş yavaş yola çıkmaya hazırlanırken, okuldan dönen yaşları 10-12 arasında ki 6 kız çocuğu set merkezine geldi. Hepsi yana yakıla birini arıyordu. Diğer oyunculara birini soruyor, odaları tek tek dolaşıyorlardı. Aniden karşılarında Özlem Hanım’ı görünce hepsi birden “Özlem Ablaaaa” diye bağırarak ona koşup sarılmaya başladılar. Özlem Hanım ise elindeki bir bardak çayın o hengamede birinin üstüne dökülmesin diye çabalarken çocukların gözü hiçbir şeyi görmüyordu doğrusu.. Daha sonra Özlem Hanım’ı ellerinden tutarak bir odaya götürdüler. Orada çocuklar kendi minik elleriyle yaptıkları bir hediyeyi Özlem Hanım’a verdiler. Doğrusu Özlem Hanım da çok mutlu olmuştu. Çocukların Özlem Hanım’a olan bu sevgilerini de Özlem Hanım karşılıksız bırakmadı tabiî ki… Ancak orada kesinlikle şu manzara ortaya çıkıyordu Özlem Hanımın etrafına verdiği o sevgi dalgası 7 den 70 e herkesi sarmıştı. Kaynağında bulunan sevgi özü sayesinde çevresindeki herkes tarafından seviliyordu. Bu manzaranın fotoğrafını çekmemek olmazdı…..

Samayolu Fanları : Öncelikle Özlem Akınözü’nü tanısak?..
Özlem Akınözü : 1964 Ankara doğumluyum. Ilk, orta, lise eğitimimi aldıktan sonra 84/88 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümüne girdim. Ancak devlet tiyatrolarına girmedim. Daha sonra 85 yılından beri de, yani konservatuar birin sonları ikinin başlarından itibaren ve halen profesyonel düblaj, seslendirme sanatçılığı yapıyorum. 2005’den beri de dizi oyunculuğuna başladım. ‘Sensiz olmuyor’ Osman Yağmurdereli Yağmur Ajans, daha sonra ‘Sahte prenses’ ondan sonra ‘Dicle’ sonra ‘Tek Türkiye’den teklif geldi. Ve oynadım.
Samayolu Fanları : Tiyatro çalışmalarınız varmı?
Özlem Akınözü : Hiç yapmadım. Konservatuarda aldığım eğitimle.. Konservatuar yıllarında, TRT’nin bir iki dizisinde oynadım Ankara’da çekilen. Onun haricinde evliyim, bir oğlum var.
Samayolu Fanları : Allah bağışlasın.
Özlem Akınözü : Teşekkür ederim.
Samayolu Fanları : Benim 8 yaşındaki kızımda en çok sizi seviyor ve Dila hemşireyi. Buraya geleceğimi duyunca baba ne olursun selam söyle dedi.
Özlem Akınözü : Canım benim, benden de ona sevgiler..
Samayolu Fanları : Ben Zelal hanımı sorucam size.. Zelal hanım nasıl birisi?
Özlem Akınözü : Zelal töreyle savaşan bir kadın.. Bağrı yanık bir anne .. Töreye kurban olmasın diye oğlunu yıllar önce bir subaya teslim etmiş. Onu aslında devlete götürmesi için, yani devlete inanan güvenen bir kadın. Devlete götürmesini istemiş ama şimdi şartlar farklı. Subayla eşi onu kendilerine almışlar. Yüreği evlat hasretiyle yanıyor yıllardır. Yaşayıp yaşamadığının bile farkında değil, çünkü belli bir yaşa kadar ondan haber alabilmiş, sonrasını bilmiyor.
Bir kızı var.. Kızını bu törenin dışında tutmaya çalışıyor ve şuanda ki mücadelesi, doktor köye gelene kadar, kızıyla alakalıydı. Rojhat’a, ağaya, vermemek için her türlü imkanını kullanarak kan parası temin etmeye çalışıyordu ama olaylar sizinde seyrettiğiniz gibi aksi yönde.
Samayolu Fanları : Zelal kadını oynamak zor olsa gerek, çünkü gerçekten zor bir karakter...
Özlem Akınözü : Zor, yani çok dramatik bir yapısı olan bir kadın,. Ben bunu daha çok şurdan gözlemliyorum, sizde dediniz 8 yaşındaki kızım sizi çok seviyor, çünkü dramı çok ağır olan bir kadın. Biz Türkler hiç dayanamayız acılı kadın, acılı hayatlara, hele bu acıyı yaşayan anne ise daha da bizi etkileyen bir türüm oluyor. Evet Zelal çok acılı bir kadın, çok çaresiz bir kadın. Kocası yok, bir tek kızıyla yaşam mücadelesi veriyor. Ama buna rağmen ilkelerinden ananelerinden hiç bir şekilde ödün vermiyor. Dört elle kızına sarılmış durumda onuda vermeme pahasına, daha doğrusu kanlısına vermeme pahasına, dişini tırnağına takmış, çalışan, çabalayan bir kadın. Tabi zor, şöyle zor, çok duygu yüklü sahneleri oluyor Zelal’in.
Samayolu Fanları : bölümde o dağlara gidip bağırması gercekten çok zordu Zelal’in.
Özlem Akınözü : Ama heralde bir anne olmamın, birde oğlumun olmasının da bana büyük yardımı oluyor diye düşünüyorum, yani mutlaka oluyor.
Samayolu Fanları : Zelal kadın oğlunu niye kızından saklıyor?
Özlem Akınözü : Şimdi bence bir genç kız, boş bulunup bir şekilde bir yerde patlaya bilir. Bunu bir şekilde ağzından kaçıra bilir. Bunu sadece Zelal kendine saklamış bir durumda, çünkü Zelal ne olursa olsun oğlunun yaşadığını hiç bir şekilde söylemiyecek yapıya sahip bir kadın. Çünkü bir anne, sonuçta bir anne, kız kardeş nereye kadar saklaya bilir yani abisinin yaşadığını? Çok zora geldiği bir anda işte “benim abim o” diyebilir, çünkü Rojhat’dan kurtulmak için, Rojhat’la evlenmemek için söyleye bilir. Rojhat’la evlenmemek için en azından. Onun için bunu bir tek Zelal saklaya bilirdi onuda kendine saklamış zaten.
Samayolu Fanları : Peki bu dizide oynamak nasıl bir duygu?
Özlem Akınözü : Vallahi ben o kadar mutluyum ki bu dizide, bu rolü oynadığım için. Birde özellikle bu rolü oynadığım için. Zaten bana bu teklif geldiğinde ilk önce senaryoyu istedim. Birinci bölümün senaryosu gelmişti. Beni o kadar etkiledi ki ilk bölüm, yani daha tümünü bile bilmiyorum. Sonra anlaşma yapmaya gittiğimde hikayenin tümü hakkında bana bilgi verdiler. Ama ben ilk birinci bölümün senaryosunu okuduğumda “evet” dedim. Yani bu rol ve bu senaryo çok güzel. Hiç düşünmeden kabul ettim.
Samayolu Fanları : Kendinizi izliyormusunuz televizyonda?
Özlem Akınözü : İzliyorum evet.
Samayolu Fanları : Eleştirdiğiniz yerler falan oluyor mu, şunu daha iyi yapsaydım böyle de olsaydı falan?
Özlem Akınözü : Valla şimdi bu bölüme kadar olmadı yani izlediğim 7. bölüm de dahil, olmadı. Bazı sahnelerin çekiminde hocaylada hani bana aykırı gelen bazı sahneler oluyor, bazı duygular oluyor daha doğrusu.
Samayolu Fanları : Teknik konular mı ?
Özlem Akınözü : Duygu açısından.. O zaman hocamız sağolsun o kadar açık ki oyuncuların fikirlerine, duygularına. Hocayla tartışıyorum, diyorum ki bu kadın burda bu tepkiyi vermez, çünkü bu güçlü bir kadın. Hocada sağolsun çok anlayışla karşılıyor “Sizi hangi duygu rahatlatacaksa, siz nasıl yansıtmak istiyorsanız Özlem hanım, öyle olsun” diyor. O öyle olunca tabi ben ekranda seyrederken kendimi eleştirecek bişey pek göremiyorum. Şimdilik göremedim, bakalım 7’den sonra ne olacak bilmiyorum.
Samayolu Fanları : Şu anda 11 çekiliyormuş zaten?
Özlem Akınözü : Evet 11i çekiyoruz..
Samayolu Fanları : Peki dizi şuan çok güzel reyting aldı 4. sıralarda, 9. sıralara geriledi tekrar 4 oldu, bekliyormuydunuz böyle bir reytingi?
Özlem Akınözü : Valla işin açıkcası ben çok fazla beklemiyordum. Yani şöyle beklemiyordum, çünkü o kadar çok, artık Türkiye’de son bir kaç yıldır töre, ağa dizileri o kadar revaçta ki. Aslında bu bir töre dizisi falan değil, töre de bu dizinin bir parçası. Bu dizi bütünüyle şu anda günümüz, yaşananlar, bire bir yaşananlar. Yani bu sadece doğuda, güneydoğuda da yok töre. Ben dün sabah yada bu sabah haberlerde gördüm töre cinayeti İstanbul’da. Kaleşnikoflarla öldürmüş kanlısını. Yani Türkiye’nin her yerinde olan birşey. Töre de bu dizide bir konu, işte çatışmalar, yani çok günümüzün dizisi. Ama bunun bu kadar dizi bombardımanı içinde dikkat çekeceğine ben kanaat getirmiyordum. Şöyle kanaat getirmiyordum, çünkü insanların başlamış olduğu bir takım diziler vardı. Biz böyle bir toplum haline geldik, işte alışkanlıklarımızdan kolay kolay vazgeçemiyoruz. O diğer kanalların dizilerinde devam eder başlayan seyirci kitlesi, buna bakarmı, dönermi, geçermi.. Bir ‘Kurtlar Vadisi’ gerçeği var ne yazıkki. Yani 3-4 yıldır sürüyor ve onunla aynı saat diliminde çatışıyoruz. Ben tabiki çok fazla onun için bu reytingi alacağımızı inanmıyordum ama bu reytingleri görünce dedim ki..
Doğru bir iş yaptığımızın başından beri farkındaydım ama artık seyircinin de daha akıllandığının farkına vardım. Evet diyorum ya artık yani günümüz. Artık buyuz yani, Türkiye’de yaşanan olaylar bu. Bu gerçekleri işlemek herkesin bilinçlenmesi açısından daha doğru.
Samayolu Fanları : Haklısınız peki ‘Tek Türkiye’ dizisinin gündemi hemen hemen konuşturduğu ve gerçekleri yansıttığını söylediniz. Peki burdaki mesaj olarak ne alabiliriz? Bir izleyici televizyonun karşısında, mesaj olarak ne alabilir ‘Tek Türkiye’ dizisinden?
Özlem Akınözü : ‘Tek Türkiye’! Adı üstünde.. Yani birlik, beraberlik, dil, din, ırk ayrımı olmadan, kardeşi kardeşe vurdurmadan, işte töreydi bu tip şeylerin ne kadar boş olduğunun hepimizin kardeş ve bir toprak üzerinde yaşadığının vurgulanması. Benim anladığım benim gördüğüm bu kadar. Bana verdiği mesaj o. Bilmiyorum belki siz daha farklı birşey algılaya bilirsiniz.
Samayolu Fanları : Yok aynı. Sizde çok güzel açıkladınız. Tekrar Zelal’e dönecek olursak.. Şimdi Zelal kadın son 7. bölümde Tarık’ın oğlu olduğunu öğrendi. Bir de burda ikinci bir soru daha çıkıyor. Tarık’ın da annesinin Zelal olduğunu öğrenme durumu var. Bu da uzun sürecek mi?
Özlem Akınözü : Şimdi inanın, bakın ben şimdi geldiğinizde daha yeni 11. bölümün senaryosunu okuyordum. Hiç birşey bilmiyorum. Yani geldiğimde, çekime başladığımızda senaryoyu alıp okuyoruz. Ben şöyle diyorum, hani bilmiyorum nasıl kurgulanır, nasıl yapılır.. Bence sanki söylemiyecek Tarık’a oğlu olduğunu gibime geliyor. Yani öyle bir duygu yaşıyorum, çünkü söylediğim anda Tarık’a annesi olduğumu, Tarık renk verebilir. Yani bana olan ilgisi ve alakası yönünden köy halkına bir renk verebilir, korkusundan dolayı sanki söylemez gibime geliyor ama tabi bilmiyorum..
Bir de kabullenme süreci var ?
Özlem Akınözü : Ee tabi.. Sonra sadece söylemeylede bitmiyor. Onu büyüten, onu doktor yapan bir anneyle baba var. Hani “kan mı? can mı?” diye bir soru vardır. Tamam ben doğurdum ama, büyüten de bir anne var. Bilmiyorum o onu nasıl sorgular, tabi Tarık’ın baya bir kafası karışır bu ikilemde..
Samayolu Fanları : Peki set hakkında.. Ben gördüm de, çok zor şartlar altında çalışıyorsunuz. Sokakda yürümek bile heralde sizi zorluyordur. Birde tabi hocamız doğru imajı verebilmek için böyle yerleri seçiyor. Zorlanıyormusunuz?
Özlem Akınözü : Zorlanıyoruz. Şimdi birde havalarda soğumaya başladı. Daha çok şükür yine Allah yardım ediyor, iki çekimdir günlük güneşlik ama karda kışta ne yapıcaz, hepimizin düşündüğü tek şey o. Ama eksik olmasın Selçuklu Belediye Başkanımız, kaymakam, hepsine sıkıntılarımızı söylediğimizde bize ellerinden gelen yardımları yapıyorlar. Bu yol kışın kapanırsa ne olur, en büyük sorunumuz, korkumuz o. 24 saat dozerleri çalışıyormuş belediyenin “hiç şüpheniz olmasın, asla sizi burda, yarı yolda bırakmayız” sözünüde verdiler inşallah..
Samayolu Fanları : Seslendirme sanatçılığı hakkında bir sorum var. Bunu ayrı bir sanat olarak değerlendire biliriz değil mi?
Özlem Akınözü : Kesinlikle.. Ben şöyle söyleyim, düblaj bu film ve dizi filmlerin oyunculuğun yüzde 60ını oluşturuyordur. Kötü bir düblaj çok iyi bir oyuncuyu yerle bir edebilir.
Samayolu Fanları : Şuanda dizide oynadığınız Zelal kadın tiplemesiyle almış olduğunuz tepkiler nasıl? Tanıya biliyorlar mı peki? Biraz zor oluyordur ama..
Özlem Akınözü : Beni pek tanıyamıyorlar. Normal gündelik halim o kadar farklı ki, aslına bakarsanız ben bile ekrana baktığımda kendimi tanıyamıyorum, bu benmiyim diyorum. Şimdi makyaj, ışık, ötesinde kostüm ve o karakterin ruh hali benliğe girince, çünkü Zelal sert, mas gülen bir kadın, Zelal erkek gibi bir kadın, dolayısıyla surat ifadem ve o duygu da işin içine girince, Zelal’le Özlem arasında çok büyük fark oluyor. Geçen hafta belediye başkanımız ziyaretimize geldi. Adem bey beni tanıştırınca “ama siz baya genç kız gibi bir bayansınız. O Zelal’le sizin alakanız yok!” dedi. “Eksik olmayın sayın başkanım, malesef öyle” dedim. Yani o yöresel kostümleri üstümden çıkarttığım anda beni tanıyamıyorlar.
Samayolu Fanları : Gerçi bende tanımakta zorlandım, sonradan gözlerden tanıdım. Şimdi hakikaten Zelal’le sizin aranızda baya bir fark var.
Özlem Akınözü : Ama herkes Zelal karakterini çok sevmiş, çok içine sinmiş. Dediğim gibi, ben diyordum ki, Zelal karakteriyle ben annelerin gönlüne taht kurarım, yani bu rol annelerin gönlüne.. Ama hayır, 70 yaşındaki erkekler, 7-8 yaşındaki, 12-13 yaşındaki kız çocukları, erkek çocukları o kadar büyük bir sevgi tezahüratında bulunuyorlar ki. Ozaman diyorum ki, demek ki doğru oynamışım, doğru mesajları verebilmişim, buda beni hakikaten çok mutlu ediyor.
Samayolu Fanları : Son olarak vermek istediğiniz bir mesaj varmı sitemize, üyelerimize? Bu arada hiç sitemizi ziyaret ettiniz mi?
Özlem Akınözü : Hiç burda vaktimiz olmuyor o kadar. Bilgisayar yanımızda taşısak burda erişim yok. Otele zaten gecenin bir vakti gidiyoruz. Hani hiç onlara fırsatımız olmuyor. Ben bakın cuma akşamı evime gittim. Bugün yani pazartesi döndüm. Hep bilgisayarlada bişeyim olmuyor.
Verebileceğim mesaj.. Zaten mesajın verildiği bir dizinin içindeyim. Birlik ve beraberlik, barış, yani bu kin, bu öfke, bu nefret, bu çatışma, bu kardeşin kardeşi vurması, bu töre bitmeli. Ama bundan en önemlisi benim için, gerçekten eğitim şart! Ben mesela burda aynı soruyu soruyorum. Neden burda lise yok? Yani, niye lise yok? Neden ortaokula kadar? Konya buraya ciddi bir mesafe. Burda bir ailenin kızını, oğlunu yollaması, işte otobüsle gitmesi gelmesi baya bir şey. Mümkün olduğunca bence okul olması, Türkiye’nin her yerine okul açılmalı ve okul okumalı. Okuyunca, bu cahillikten kurtulunca, bir takım şeylerin ne kadar anlamsız ve yanlış olduğunu görebiliyoruz..
Samayolu Fanları : Cok teşekkür ediyoruz efendim sağolun..
Özlem Akınözü : Ben teşekkür ediyorum..